9 Şubat 2009 Pazartesi

Beykent aleminin delikanlıları

21.yüzyılda kabadayılık da isim değiştirdi, yerini delikanlılık aldı. Bir çok erkek delikanlılık adı altında bir sürü racon belirliyor. Kendini her şeye mübah görüyor: O, kadınlardan üstün. O, taşfırın erkeği. O, naylon dünyanın plastik delikanlısı…

Delikanlılığın altın kuralları

Beykent üniversitesinde de erkekler arasında farklı katagoriler var. Bunlardan biride delikanlılık. Onlara göre Beykentli delikanlı ideal erkek modeli şudur: Beykentli delikanlı adam, sözünde durur, cesurdur, özü sözü birdir, yanındaki ve sevdiği insana her şartta koşulsuz destek olur, alçak gönüllüdür, mazluma fiske vurmaz, ağlamaz, kızarkadaşıyla el ele tutuşmaz, zora dğşenin yanında olur, beykent.net’e girer, tespih çeker, severse canı pahasına sever, yarı yolda bırakmaz, kıskançtır, delikanlı adam her kesimden insanla muhatap olur, her güzele vurulur ve en önemliside beykentli delikanlı dışarıda aslan olur, kaplan olur eve gelince karısına kızına süt dökmüş kedi olur. Kızlar için felsefesi şudur: Ya benim olacaksın ya kara toprağın…

Kızların gözünde beykentli delikanlılar
Beykentli bazı kızlara göre delikanlılık tarifi erkeklerle hemen hemen aynı. Yalnız bazı ufak farklılıklar var. Bunlarda sanırım onların şikayetçi olduğu konular, bunları şöyle sıralayabiliriz: Kızlara dediğim dedik davranmaları, hesap sormaları fakat hesap vermemeleri, kendilerini ağırdan satmaları, kadınları ikinci vatandaş olarak görmeleri, eskide kalmış insanları çağrıştırmaları, kadın ruhundan anlamayışları… Kızlara göre delikanlıların kızlar için felsefesinin şu olduğuna inanıyorlar: Saçı uzun, aklı kısa.

Ünsal Oskay:’kabadayılar rock müzik dinler.’

Beykent Üniversitesi, İletişim ve Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ünsal Oskay, delikanlılıkla ilgili tarihten günümüze kadar olan dönemi anlattı. Ünsal Oskay’a göre delikanlılık Osmanlı zamanında ortaya çıkmış bir kültür. Toplumda söz hakkı tanınmamış, eğitim, gelir düzeyi düşük insanlar bu sınıfa giriyor. Onlar iyi mesleklere giremiyorlar, toplumda saygın değiller. Ünsal Oskay:’Kabadayılık kültürü, kendisini dışlayan topluma karşı bir baş kaldırıdır’,diyor.
Çoğu insana göre kabadayılar arabesk müzik dinler fakat Ünsal Oskay, bu insanların rock müzik ortaya çıktığında toplumun alt kesimindeki insanlar için bu kendilerini rahat ifade edebilme biçimi, yeni bir ritim, yeni bir çığlık…
Osmanlı zamanında da tulumbacılar sayesinde kabadayılık moda oluyor. Onlar kendi aralarında yeni bir dil oluşturup öyle konuşuyorlar, Ünsal Oskay tulumbacıların yani kabadayıların kültürsüz, alt seviyeden insanlar olduklarını vurguluyor.

Yürüyün be delikanlılar, kim tutar sizi!

Devir geçtikçe, çağ ilerledikçe yeni çağa uygun kabadayılık, şimdiki anlamıyla delikanlılık oluşuyor. Kimi bunu erkek olmak için yapıyor kimiyse daha saygın olmak için. Ama çağ ile birlikte eğitim, gelir düzeyi gibi şeyler pek arz etmiyor. Onlar her yerde, her zaman, her koşulda olabiliyor. İnsan, insan olduktan sonra,akıllı, seviyeli, adam gibi adam olduktan sonra delikanlılık neden kötü bir şey olsun ki?


Bu yazı için düzenlediğim ankete yardımcı olan arkadaşlarıma teşekkür ederim...

İletişim ve Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ünsal Oskay
Ayşe Sağıroğlu / iletişim ve tasarim
Mehmet Tokdemir /turizm işletmeciliği
Emrecan Arslan / turizm işletmeciliği
Ayşegül Toğan/ mütercim tercümanlık
Ömerhan Kartan / mütercim tercümanlık
Ümit Yomra / mütercim tercümanlık
Burak Tan –Ömerhan Kartan / mütercim tercümanlık
Esra Yıldız / uluslar arası ilişkiler
İbrahim Filiz / uluslararası ticaret
Tuğba Şişman / uluslararası lojistik ve taşımacılık
Merve Döşerel / yönetim bilişim sistemleri
Ümit Ejder Özdemir / oyunculuk
Güven Maşeroğlu / yönetim bilişim sistemleri
Gökmen Sever / yönetim bilişim sistemleri


Merve Kardaş
İletişim ve Tasarım

.